Türkiye’nin 3gsi bile farklı

Bu yazıda inceleyeceğimiz konu, geçen sene Türkiye’ye teknoloji konferansı için gelen Steve Wozniak’ın açıklamalarından sonra alevlendi. Wozniak, Türkiye’de Turkcell’in 3G’de sağladığı hızın, Amerika’daki 4G şebekelerin sunduğu hızdan daha yüksek olduğunu belirtti. Bu ifadeden sonra, operatörler bu konuda mukayese çalışmaları yaptılar. Daha sonra Chip dergisinin yaptığı araştırma çalışmasından sonra, operatörlerin vaat ettiği gibi 2.5 kata varan oranda, Türkiye’deki 3G sistemlerin daha hızlı olduğu gösterildi. Tabii ilk başta operatörlerin reklam oyunu/politikası gibi görülen bu durumun, bağımsız bir dergi tarafından doğrulanmış olması, teknolojiye meraklı ve mühendisliğe az çok meraklı insanların, bu konuyu açıklama ihtiyaçlarını ortaya çıkardı. Teorik olarak mobil haberleşme üzerine kitaplara bakarsak ve haberleşme konusunda ekipman üreten büyük firmaların white pages denilen dökümanlara baktığımızda, 4G sistemlerin SISO (single input single output) durumunda bile en az 100Mb/s hızı sağladığını görürüz. Kağıt üzerinde 3G sistemlerin en son hâli 3.9G olarak isimlendirilen HSPA+ teknolojisi ise en fazla 42 Mb/s downlinkte desteklemektedir. Bu durumda 3G şebekelerin, 4G sistemlere göre daha hızlı olması imkan dışı gibi görünse de, pratik teorikle her zaman birbirine uymaz.Görsel

Yapılan testlerin tamamıyla güvenilir kabul ederek, şimdi bu durumun açıklaması olabilecek sebepleri sırayla inceleyelim:

-Birincisi; şunu unutmamak lazım ki, kablosuz (wireless) sistemlerde, özellikle mobil sistemlerdeki haberleşme hızları değişkendir. Fluctuations denilen data hızında dalgalanmalar, yani hızda inip çıkmaların olması tabiidir. Bu da testlerin yeterince fazla yapılmadığında, yanıltıcı olabileceğini gösterir.

-İkincisi; Amerika’da bazı operatörlerin 4G diye HSPA+ teknolojisini kullanmasıdır. Literatürde 3G olarak bilinen bu sistemi, Amerika’daki operatörler 4G diye pazarlamaktadır. LTE teknolojisinin kapsama alanı ise daha çok dar, bu da aslında test yapılan sistemlerin Türkiye’de kullanılan HSPA+ olduğu gerçeğine bizi götürmektedir.

-Üçüncüsü; operatörlerin kapsama haritalarına baktığımızda, 4G LTE bağlantısının desteklendiği yerlerde congestion (sıkışıklık) olma ihtimali yüksektir. Bunun en büyük sebebi altyapının yeni kurulmuş olması ve bu sistemleri kullananların beklenenden fazla sayıda olması olabilir. Bilindiği gibi mobil sistemlerde baz istasyonları belli bir alanda hizmet vermekte olup, belli sayıda kullanıcıya vadedilen hızı sağlayacağını garanti eder. Ancak beklenenden fazla kişinin kullanmak istemesinde sıkışıklık olması kaçınılmazdır.

-Dördüncüsü; bu sistemler yeni olduğundan ve altyapının istendiği gibi çalışmaması ve core networkle baz istasyonları arasındaki uyum ve optimizasyonun tam yapılamamış olması sebep gösterilebilir.

-Beşincisi; tez konumda olan SoN (self-organizing networks) teknolojisinin tam olarak uygulanmaması sonucu, sistemdeki yükün fazla olması ve sistemde bir problem olması neticesinde anında müdahalenin yapılamaması söylenebilir.

-Altıncısı; Amerika’da araştırma yapan yabancı yayınlardan anlaşıldığı kadarıyla 4G LTE sistemlerin, HSPA+’dan daha yavaş sonuçlar vermesi gayet olası. Hatta genelde 100 Mbps olarak söylenmesine rağmen,

Yeni nesil baz istasyonu ortalama olarak 5 ila 12 Mbps arasında hızların sunulduğu ifade edilmektedir.

-Yedincisi; LTE sistemler 2.5 GHz frekansında çalışmaktadır. Bilindiği gibi WLAN olarak bilinen IEEE 802.11.b,g,n sistemleri de bu frekansta çalışmakta, bu frekansta çalışan başka sistemler de bulunmaktadır. Bu da interference (girişim) ihtimalini güçlendirmektedir. Bu da hızdaki düşüşü açıklayabilir.

-Sonuncu olarak, Amerika’daki operatörlerin, Türkiye’deki rakiplerinden öğrenecekleri çok önemli bir şey var ki; o da etik!

Özellikle Apple’ın yeni iPhone’da ve Samsung’un da S4 modelinde LTE desteği sunması hem kullanımı artıracak, hem de operatörlerin daha çok yatırım yapmasını teşvik edecektir. Ancak şunu da belirtmek lazım ki; yapılan araştırmalara göre 100Mbps ve üstü hızların gereksiz olduğunu her iki insandan biri düşünmektedir. Çünkü herkes biliyor ki, yeni LTE sistemlerde operatörler limitsiz data planlarını ilk olarak sunmaktan kaçınacaklardır. Genelde kullanıcıların istediği, sınırsız bir veri planı kullanmak olup, sadece hızlı olmak değildir. Bir diğer nokta ise, LTE destekleyen cihazların bataryası çok daha hızlı tükenmektedir. Batarya teknolojisi daha ilerlemedikçe ve insanlara daha iyi veri planları sunmadıkça, LTE sistemler daha yavaş benimsenecektir.

Paylaş

Yorum bırak

Email adresiniz yayınlanmayacaktır.